Ersan Gökgöz’ün Farklı Tespitleri 15 Kasım 2014, 13:23
Siyasete yeni adım atmış, sıradan bir Türk vatandaşıyım, sizin içinizden biriyim. Ben de zamanında; sizin bahsettiğiniz, eş dost arasında konuştuğunuz sıkıntıları dile getirdim.
Sayın Türkiye vatandaşları, hepinize saygılarımı sunuyorum, adım Ersan GÖKGÖZ.
Siyasete, halkın unutulmuşluğuna bir tepki olarak giriyorum.
Siyasete yeni adım atmış, sıradan bir Türk vatandaşıyım, sizin içinizden biriyim. Ben de zamanında; sizin bahsettiğiniz, eş dost arasında konuştuğunuz sıkıntıları dile getirdim. Arkadaşlarımız arasında, ailelerimizle; ben de sizler gibi hükümeti, muhalefeti ,yeri geldiğinde başbakanı, cumhurbaşkanını eleştirdim yahut övdüm. Ancak sadece aramızda konuşabildik, sadece tartışabildik, fikir ayrılığına düştük veya birbirimize aynı konularda destek verdik ama geriye dönüp baktığımızda, hiçbir şeyin değişmediğini gördük ve elimizde kocaman bir hiç kaldı! Siyasete girmeye çekindik, iş adamlarından, zenginlerden yahut ünlülerden bize sıra gelmez, onlarla boy ölçüşemeyiz, dedikçe biz; daha da geri plana atıldık, daha da ezildik ve daha da unutulduk. Muzdarip olduğumuz bu duruma artık bir dur(!) demenin vakti çoktan geldi de geçiyor bile. Sizinle aynı sıkıntılara, sorunlara sahip bir vatandaş olarak; siyasete, yeni bir bakış açısı oluşturmaya geldim. Sadece adı olan, ünü olan, parası olan insanların değil; sıradan, halkın içinden gelen vatandaşların da meclise milletvekili olarak girebilmesi için, ezberleri bozmaya geldim.
Halkın dertlerini bizzat yaşayan, onlarla aynı derdi paylaşan insanlar bilirler. Toplu taşıma araçlarının eziyetini, devlet hastanelerinin durumunu,devlet okullarındaki eksiklikleri, asgari ücretle ve emekli maaşıyla geçinenleri, bunların sıkıntısını çevresinde yaşayanlarda görmeyen, yaşamayan üst düzey insanlar, refah içinde yaşayan insanlar bu sorunlara, sizi anlamadan; nasıl çözüm yolu bulabilirler?
Sizce de artık bu duruma müdahale etmenin vakti gelmedi mi? Düzen dediğimiz bu çarpıtılmış durumu gelin birlikte değiştirelim.
Bizi anlamazlar, çözüm bulamazlar derken; bazı iş adamlarını ve bazı zengin insanları tenzih ediyorum, onlar iş yerleri açıp, istihdam sağlayarak yahut durumu olmayan vatandaşlarımıza yardım ederek, ya da çeşitli hayır işleriyle, ülkemiz de faydalı işler yaptıklarının da farkındayız. Bizim karşı olduğumuz; halkı sömüren, hak hukuk dinlemeyen, yetim hakkı yiyen, kendini orta halliden, durumu olmayandan değerli gören, üstün gören, siyasette hep zenginler iyi mevkiilerde olsun, geri de kalan vatandaşların alt kademe de kalmasını isteyen zenginler.
Elimizde yadsınamaz bir gerçek var ki; orta direğin, durumu olmayanın halinden, kıt kanaat geçinen ailelerin, bireylerin halinden sadece bunu yaşamış ve yaşamakta olanlar anlar. Bu sebepten dolayı diyorum ki; gelin, biraz imkanınız varsa, hep birlikte bu seçimde veya bir sonraki seçimde siyasete girelim, sesimizi sadece yakın çevremize değil, tüm Türkiye’ye, bizimle aynı durumu paylaşan vatandaşlara duyuralım. Gelin, sadece partilere, ideolojilere mahkum kalmayalım ve artık kendi milletvekilimizi kendimiz seçelim.
Bilinen bir gerçek var ki; partiler kişinin niteliğine, eğitimine, zekasına göre değil, parasına ve adına göre adayları belirliyor. Partiye fazlaca para bağışı yapanları, en üst sıralardan seçilebilecek yerden aday gösteriyor. Paranız yoksa; doktor, iktisatçı, avukat, mühendis, ekonomist gibi kariyerli meslek sahibi dahi olsanız, Türkiye için geliştirici fikirleriniz bile olsa; seçilebilecek garanti sıradan aday gösterilmeniz neredeyse mümkün değil. Ancak, partinize en az 700-800 BİN TL bağışta bulunursanız; seçilebilecek sıradan milletvekili adayı olmanız yada belediye başkanı adayı olmanız çok daha kolay oluyor. Yani artık siyaset; sadece çok parası olanların adaylık aldığı bir arena haline dönüşmüş. Bir milletvekili adayı partiye 800.000TL bağışta bulunup, milletvekili olsa bile, aylık 14.000TL maaşını alıp, yarısını kenara koysa, partisine bağışladığı parayı ancak 10 yıl milletvekilliği yaparsa biriktirebiliyor. Sizce burada bir terslik yok mu? Sizce bu milletvekillerinin 800.000TL’yi bir çırpıda gözden çıkarmalarında bir terslik yok mu? Bu kadar parayı bağışlayıp meclise giren vekillerin çoğunun farklı yerlerden gelirleri ve beklentileri var çünkü. Bu düzen böyle gelmiş böyle gidiyor ve siyasi parti yöneticileri bu durumu görmezden geliyorlar. Gelin, ezberleri birlikte bozalım, düzen dediğimiz bu çarpıtılmış durumu değiştirelim. Bu seçimde ve sonraki seçimde, Türkiye’nin her yerinden halkın içinden bağımsız adaylar çıksın, en az 10-20 tane bağımsız adayı meclise sokalım. Partilerin seçtikleri adaylar ile değil, halkın içinden gelen ve halkın seçeceği bağımsız adaylara şans tanıyalım. Bakın o zaman siyaset halkı, halk siyaseti nasıl anlayacak. Bakın o zaman ne çok şey değişecek.
İdeoloji yüzünden birbirini parçalamanın devri bitmiştir. Benim düşüncelerimde solcuların da, sağcıların da katıldığım fikirleri vardır.
Kimse beni anlattıklarımdan, fikirlerimden yola çıkarak solcu yahut sağcı diye etiketlemesin. Çünkü artık bu tür ayrımlar yapacak, bu tür kavramlara sırtımızı dayayacağıız lüksümüz kalmadı. İdeoloji yüzünden birbirini parçalamanın, dağıtmanın, zarar vermenin, baltalamanın devri bitmiştir. Artık ülke için bir olup, faal olma zamanıdır. Benin devletim için en önemli ideolojim; bu ülkenin, bu devletin bölünmez bütünlüğünü korumak ve aksini yapmaya çalışanlara geçit vermemektir. Bunun dışında diğer siyasi düşüncelerimin hiçbiri; devletin, halkının hak ettiği hizmetleri eksiksiz verebilmesi dışında, benim için şu an önemli değildir. Önce halkımız devletinden tüm hizmetleri zamanında ve eksiksiz alsın, ondan sonra ideoloji peşinde koşalım.
Dediğim gibi artık fiilen birşeyler yapma zamanıdır, ideolojim öncelikle ülkemizde ki insanların yaşam standartını iyileştirecek bütün yolları sonuna kadar zorlamak ve bunun için var gücümle mücadele etmektir.
Şunu bilin ki; Türkiye halkına verilen hizmetler; gelişmedikçe, ilerlemedikçe, halkın yoksulluk düzeyi arttığı sürece, ben bütün ideolojileri bir kenara bıraktım. Önceliğim; ülkemizde ki insanların yaşam kalitesini arttırmak için elimden geldiğince, var gücümle mücadele etmektir. Benim için AKP-CHP-MHP ve diğer tüm partiler ikinci plandadır. Elbette ki; Türkiye’ye, ülkemize bu partilerin hepsi gereklidir. Ama ben herkesi hangi partiyi sevdiğine bakmadan bu demokratik halk hareketinin içinde görmek istiyorum. Bu nedenle ben çeşitli partilere gidip aday adaylığı için başvuracağıma, bağımsız milletvekili olmak için milletime başvurup milletimden izin isteyeceğim. Benim siyasi kaderimi, yolculuğumu; parti yöneticileri değil, her zaman için yanlarında olduğum, onlar için, bizim için çalıştığım halkımız belirlesin.
Oy verdiğimiz parti yanlış bir yol izlediğinde, onu da eleştirmeli, yanlış yaptığını bile bile savunmamalıyız.
Halkımız artık takım tutar gibi fanatikçe parti tutar oldu. Aileler, akrabalar, arkadaşlar dahi destekledikleri parti yüzünden birbirine sırt çevirdi, tartıştı, kavga etti, küs kaldı. İktidar ve muhalefet partilerinin başında ki büyük adamların birbirlerine ters düşmeleri yüzünden, anlaşamamazlıkları yüzünden bizler de kutuplaştırıldık. Toplum olarak ikiye üçe bölündük. Sayın vatandaşlar, bu kutuplaşma gün geçtikçe daha da tehlikeli ve dişe diş, kana kan bir hal almaya başladı. 1980 öncesi sol-sağ kargaşası, şimdilerde Ak Parti iktidarını destekleyenler, sevenler veya büyük yanlışlar yaptığını düşünen, hiç sevmeyenler olarak günümüzde boy göstermeye başladı. Bunu önlemek öncelikle bizim elimizde; ilk başta birbirimizi gerçekten dinlemeli, fikirlerine ve siyasi görüşlerine saygı duymalıyız. Hakaret içeren, kırıcı, damarına basacak türden eleştirilerden sıyrılmalıyız. Olan bitene partizan yaklaşmamalıyız. Eğriye eğri, doğruya doğru demeliyiz, çıkar gözetmeksizin doğru olanı desteklemeliyiz. Bu kavgalar gün geçtikçe büyürken, gündem sürekli bu kişisel tartışmalarla doldurulurken , biz bu sırada ülkede asıl olan bitenden bir haber, uykuya yatırılıyoruz.
Benim için siyasetin ilk amacı, vatandaşlarımızı daha iyi ve rahat yaşatabilmektir.Bunu sağlamak için de önceliğim; halkın, devletinden sağlık hizmetini, Türkiye’nin her yerinde, anında, eksiksiz ve ücretsiz alabilmesidir. Siyasete adım atmamın en büyük sebebi ise başımızda olan devlet büyüklerinin, bu konuya duyarsız kalmasına bir başkaldırıştır.
Gelin birbirimize destek olarak, güçlerimizi birleştirerek gerçekleştirelim. Daha kaliteli bir yaşam için, halkını anlayan bir siyaset için, asıl düzeni kurmaya adım atmak için, kutuplaştırılmayı durdurmak için, gerçekten sesimizi duyurmak için, ben bu düzeni bozmaya geldim. Gelin hep birlikte ezber bozalım!
DIĞER HABERLER
-
BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ ÜMRANİYE BELEDİYE BAŞKAN ADAYI ERSAN GÖKGÖZ MELTEM TV'DE AÇIKLAMALAR YAPTI
15 Şubat 2024, 01:45 -
Partiler neden zengin adayları ilk sırada gösteriyor biliyormusunuz?
17 Temmuz 2022, 13:29 -
Şehidim ! Emanetin şerefimdir.
17 Temmuz 2022, 13:29 -
17 Temmuz 2022, 13:27
-
Asgari Ücretin Yükseltilmesinin En kolay Yolu bu videoda
05 Mart 2015, 13:26 -
Medyada Ersan Gökgöz… Özel Röportajımız…
19 Şubat 2015, 13:25 -
Batı ve Orta Karadeniz’in Sesi
28 Ocak 2015, 13:24 -
Ersan Gökgöz’ün Farklı Tespitleri
15 Kasım 2014, 13:23 -
Size Söz Veriyorum!
15 Aralık 2014, 13:21 -
Bana Oy Vermemeniz için Sebepler
14 Aralık 201413:20,