Medyada Ersan Gökgöz… Özel Röportajımız… 19 Şubat 2015, 13:25
İstanbul 1978 doğumlu, Karadeniz’in şirin bir ilçesi olan Cideliyim…
KENDİNİZDEN BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?
İstanbul 1978 doğumlu, Karadeniz’in şirin bir ilçesi olan Cideliyim… Kastamonu insanının genel karakteristik özelliklerini taşımakla birlikte Karadeniz insanının sıcaklığı, pratik zekası ve milli duyguların yüksek olduğu bir aile ortamında büyüdüm. Uzakta da olsam memleketimin sürekli gelişmelerini, eksik bırakılıp unutulan ihmal edilen hizmetlerini takip ederek “ben bir vatandaş olarak, genç bir Türk insanı olarak ne yapabilirim” sorusunu kendime daima soran ve sorgulayan biri olarak bu dönemde milletvekili adayı olmaya, bölge hlkımızın sesi olmaya karar verdim. İşletme mezunuyum, evliyim ve bir çocuk babasıyım.
NEDEN HERHANGİ BİR SİYASİ PARTİDEN DEĞİL DE BAĞIMSIZ ADAY OLDUNUZ?
Türkiye, parlementer sistemi hiçbir zaman içselleştirememiş ve sağlıklı bir biçimde işletememiş bir toplum olarak Cumhuriyet’imizin ilanından bu yana her seçim sürecinde yaşadığı kısır çekişmeleri yaşamaya devam ediyor. Siyasi partiler yasamız ve parlementer sistem maalesef parti genel başkanları ve bir takım grupların iki dudağının arasından çıkacak sözle ipotekli durumdadır. Devletin halkın hizmetinde olduğu/olacağı düşüncesinden uzaklaştırılmış olduğu, her on yılda bir çeşitli şekillerde akamete uğramış/uğratılmış siyasi hayatımızda vatandaş/halk hep ikinci plana itilmiş, devlet halka hizmet yerine halkı devletin hizmetçisi durumuna getirmiş bir siyasi partiler atmosferinde adı ne olursa olsun hiçbir parti bana ve hedeflerime hitap etmediği için bağımsız olarak yola çıkmış bulunmaktayım. Elbette demokrasilerde parlementer sistem ve siyasi partilerimiz olmazsa olmazdır… Ancak, gerek yetkiyi elinde bulunduranların belirlemiş oldukları seçim barajları, gerek genel başkan düzeyinde bazı otoriter zihniyet ve teşekküllerinin gerçekten milletin vekili olmak üzere yola çıkmış, donanımlı, kendini hizmete adamış insanlar yerine, parası olan, nüfuz sağlamış, emredilenleri harfiyen yerine getirecek biat kültürüne adapte olabilecek isimler üzerinden kurdukları seçim çalışmaları sonucunda ortaya çıkan manzara sorunların çözülmekten öte daha da içinden çıkılmaz hal almasına neden olmaktadır. Genel başkan vesayeti, bir takım çıkar zümrelerince elde tutulan milli irade demogojisi sadece adet yerini bulsun diye mecliste sandalyelerde oturacak kişilerin değişmesine ancak zihniyetin asla değişmemesine vesile oluyor. Önceliği hizmet olan, devleti ve milletiyle meselesi olmayan bir karadeniz aşığı genç insan olarak siyasi partiler içinde oldukça rahat bir şekilde seçilip meclise girmek varken zor olanı, bağımsız adaylığı seçmemdeki ana temel neden adaletsiz seçim sitemine ve siyasi partilerin yaklaşımına da bir tepki olarak alınmış bir karardır. Halk artık seçtiklerinin kendisi için çalışmasını, ona hizmet etmesini istiyor. Her görüştüğüm fikrine başvurduğum vatandaşın ortak sıkıntısı, seçilmişlerin aslında genel başkanlarca lütfedilmiş olmaktan dolayı minnet duyarak asıl görevini, halka hizmeti unutuyor olmalarıdır. Bir partiden seçildiğinizde sizin öncelikli sorumluluğunuz parti disiplini ve işleyişine uygun davranmaktır… Partinizin yanlış uygulamalarını dahi eleştiremezsiniz. Ancak, bağımsızlık Türk insanının karakterinde varolan bir melekedir. Bağımsızaday olarak sadece önce Hak’ka sonra Halka hizmeti düstur edinmek üzere tercihimi bapımsızlıktan yana kullandım ve oldukça da memnunum…
BAĞIMSIZ BİR VEKİL NELER YAPABİLİR?
Siyasi partilerce şöyle bir algı oluşturulmak suretiyle bağımsız adaylığın önü her zaman tıkanmıştır… Şöyle ki; bağımsız aday hiçbir şey yapamaz algısı oluşturularak, sisteme alternatif yapıların, çatlak seslerin önlenmesi hedeflenmiştir. Geçtiğimiz seçimde görülmüştür ki; bağımsız olarak seçime giren oldukça hatırı sayılır bir çoğunluk mecliste yer almış ve çalışmalara da katılmıştır. Soru önergesi vermek, taslak sunmak, sorunları kürsüde dilegetirmek gibi bir çok konuda normal bir vekilin yaptığı her şeyi yapabilir bir bağımsız vekil. Hatta yapamadıklarını da… Mesela bir milletvekili yanlış gördüğü birşeyi dilegetirmek için önce parti tüzüğü ve içdisiplin talimatlarına bakarak konuşmak durumundadır. Ancak bağımsız bir adayın tek tüzüğü anayasa, toplumsal zorunlulukların dilegetirilme mecburiyeti, yapılan yanlışın kürsüden halk adına, vekalet alınan iradenin gerçek sahibi millet adına duyurulmasıdır. Bir partili vekil bunu yapamaz. Bu yüzden ben halkımızın bu konuda bilinçlenmesini istiyorum.
İSTANBUL 1. BÖLGEDEN ADAYSINIZ… BÖLGENİZİN SORUNLARI NELERDİR?
Ben İstanbul 1. Bölge’den yani Anadolu Yakası ilçelerini kapsayan bölgeden aday oldum. Maalesef İstanbul kadar Karadenizli bir birey olarak memleketimizin durumuna paralel, gurbette yaşayan tüm Anadolu insanımızın ortak probleleri olan; barınma, sağlık, eğitim, istihdam, işsizlik, ekonomik açmazlar, geçim sıkıntıları, sosyal projeler, mesleki sorunlar, ticari sorunlar gibi say say bitmeyecek birçok yükü omuzlayarak meclise gidiyorum. Örneğin; ben bir Gayrimenkul Danışmanlık şirketi sahibiyim ve sektör olarak emlak sektörünün içinde bulunduğu durum maalesef hiçbir siyasinin umurunda değil… Sadece Anadolu yakasında faaliyet gösteren emlakçılar ve bağlı sektörler olarak bakıldığında bile ele alınacak sorunların mecliste hiçbir zaman dilegetirilememiş olması sıra gelmediğinden değil, görmezden gelindiğinden kaynaklanmaktadır. Diğer yandan, İstanbul’a iş – aş ve ekmek gayesiyle gelmiş ama bir türlü büyükşehir şartlarına alışamayarak umutlarını da yitimiş ve geriye dönmek isteyen vatandaşlarımızla ilgili yasal ve somut zemin hazırlanması, acil eylem planı gerçekleştirilmesi gerekiyor. Büyükşehir belediyesinin bu anlamda başlattığı çalışma merkezi idare desteği olmadığından yarım bir şekilde bir süre yapıldı… Ama yetersiz… Bunun yanısıra, engelliler ile ilgili daha geçtiğimiz haftalarda engelli derneklerince meclise tşınan 2022 sayılı yasa ve evde bakım ücretlerine ilişkin adaletsizliğin giderilmesi konusunda taslak sunulmuş olmasına rağmen hiçbir parti tarafından somut adım atılamaması… Çünkü önümüzde bir seçim var ve vaatlerle onlara önümüzdeki dönemde çözülmesi umutları veriliyor. Ancak engelli aileleri değiştirilerek enteresan bir biçime büründürülen yasanın son halinin yansıması olarak psikolojileri bozulmuş, engelli vatandaşlarımız sahipsiz ve “nafaka hukuku” insafına terkedilmiş durumdadır. Daha da önemlisi, gençlik uyuşturucunun, başıboşluğun ve eğitim sisteminin yazboz tahtasına çevrilmesinden kafaları karışık bir halde enteresan bir kayboluşun içindedir. Okullarda sportif faaliyetler, sosyal ve kültürel etkinlikler birer birer kaldırılarak sadece arzu edilen prototiplerde, belli kalıplarda insan yetiştirme mantığının mağduru haline getirilmişlerdir. Sınavlardaki adaletsizlikler, atamalarda yapılan haksızlıklar, gelir düzensilikleri gibi uzayıp giden bir dizi problem bölge insanımızı da etkisi altına alarak tamamen hayatla kavgalı hale getirmiştir. Aynı zamanda bölge insanımızın doğuğ büyüdüğü memleketlerine dair de çalışmaları meclise taşımak en asli görevlerimden biri olacak.
TEK BAŞINIZA BU KADAR ŞEYİ NASIL YAPACAKSINIZ?
Aslında durum bu sorduğunuz soruda cevabını içeriyor… Tek başına olmak ipleri birilerinin elinde olmaktan daha hür kılıyor bireyi ve kesinlikle sadece çözüme odaklanıyorsunuz… Çünkü; acaba ben şunu meclise taşırsam genel başkanım ne der, iç disipline, parti kurallarıma aykırı mı diye düşünmekten hangi vekil gerçek bir sorunu meclise taşıyabilir ki? Ben hazırlıklarımı yaptım… Evet, tek başıma tüm saydıklarımın üstesinden gelemem ve bu saydıklarımın büyük bölümü genel sorunlar… Bu sorunların mecliste dilegetirilmesi bile çözüm için atılmış somut bir adımdır. Ben o pencereden bakıyorum. Ayrıca daha önemlisi, bir genel başkanın, grup başkanvekilinin gözünün içine değil sadece kendine yetki veren milletinin gözünün içine bakacak, kendine inanmış bir vekil koca bir meclise bedeldir. Bu anlamda ben kendime güveniyorum. Yeterki milletimiz, bölge halkımız bizi o göreve eriştirsin.
BAĞIMSIZ BİR ADAY OLARAK SEÇİLMENİZ İÇİN KAÇ OY ALMANIZ GEREKİYOR?
Net rakamlar olmasa da 2011 seçimleri baz alındığında 4 milyonun üzerinde seçmen bulunan bir bölgede seçime giriyorum. Seçimlere katılım oranının da etkileyeceğini düşünerek almam gereken oy yaklaşık olarak 90 bin civarında… Tabi bu artabilir de… Ama ben seçimin rakamsal olarak değil, genel itibarı ile benim gbi bağımsız adayların çıkmasının yolunu da açacak derecede önemli bir rakama ulaşacağımıza inanıyorum. Şu ana kadar yaptığım çalışmalar ışığında gözlemlerim ileride umut verecek bir seçim dönemi olacağını görüyorum.
KARŞINIZDA PARTİLER OLACAK VE DİĞER PARTİ ADAYLARI PARTİLERİNİN ALDIĞI OY ORANINDA SEÇİLMİŞ OLACAKLAR… BU BİR DEZAVANTAJ DEĞİL Mİ?
Aslında işaret etmek istediğim noktayı işaret ettiniz… Bağımsız adaylar dışındaki adaylar milletvekili adayı değildir, partilerin seçmene onaylaması için sunduğu ve sıralamanın bazı kurullarca ve bazı kıstaslar gözönüne alınarak oluşturulduğu bir listeden ibarettir. Bu da halkımız için önemle üzerinde düşünülmesi gereken bir gerçektir. Bağımsız adaylar isim isim pusulalarda yer alırken, diğer adaylar tabi oldukları partinin alabileceği oyla belirlenecektir. Bu açıdan bakıldığında bağımsız bir aday gerçek anlamda milletin vekili olacaktır. Benim hiçbir partiyle özel bir mücadelem yok… Siyasi partiler ve adayların belirlenmesinden başlayan adaletsizliğe ortak olmak yerine ben bağımsız olarak bana güvenecek ve destek verecek başta Karadeniz ve tüm Anadolu insanlarının hizmete arzulu yüreklerine su serpmek onların sesi olmak üzere mücadele vereceğim. Bu açıdan ben kendimi partilerle yarışıyormuş gibi değil, zihniyetle mücadele ediyormuş gibi inançla, azimle ve gerçek milli iradenin izniyle yolculuğumu sürdürüyorum. Sorunuza gelecek olursak; bahsettiğiniz bir dezavantaj değildir ve eğer seçmen bu güne kadar kendine değil partisine hizmeti esas alan vekiller yerine kendi vekilini meclise göndermek istiyorsa, her haneden bir oyu bağımsız adaylara vererek sonucu nasıl etkileyeceklerini göreceklerdir. Ben halkımıza, bölge insanımıza güveniyorum. Çünkü artık partili adayların neler yapabileceklerini, yapabildiklerini, aslında hiçte tasvip etmedikleri bazı oylamalarda sırf yeniden aday olabilmek adına hiçte şık olmayan onaylar verdiklerini daha yakın geçmişte bizzat yaşadık ve gördük. Bu açıdan da bağımsız aday olarak şansımın seçmenlerimizden talep ettiğimiz her haneden bir oy formülüyle hiçte zor olmadığını düşünüyorum.
EZBERBOZAN SÖZLER BUNLAR! OLDUKÇA GERÇEKÇİ, AYAKLARI YEREBASAN HİÇTE AFAKİ OLMAYAN ŞEYLERDEN BAHSEDİYORSUNUZ… SİYASETLE İLİŞKİNİZ NE DURUMDA? HİÇ SİYASİ PARTİLERDEN TEKLİF ALDINIZ MI?
Demokrat bir aileden geliyorum ve ailemde de oldukça önemli hizmetlerde bulunmuş siyasi figürler olmasına rağmen ben yapım ve siyasi partilerin içinde bulunduğu durum nedeniyle içinde yer almayı asla düşünmedim. Ezberbozan açıklamalar diye bir tespit yaptınız… Bu benim seçim sloganımın ana unsuru; biz ezber bozmaya davet ediyoruz milletimizi… Amaçları kendi partilerinin gücünü ispatlamak için toplumda bir şekilde yer bulmuş isimlerle yola çıkarak oluşturdukları vitrinle halkın imkanlarıyla halka gösteriş yapma sanatına dönmüş siyasetin değişmesi için de bir şans olacak bu seçimler. Tek derdi kendi amblemini taşıyan bayrağın altında, kendi partisinin alacağı oy oranını yükselterek ego şişirmek olan siyasetin karşısına tıpkı memleketin kara günlerinde umut güneşi olarak doğan Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları gibi inançlı, milletini seven, tek derdi vatan topraklarında yaşayan her bireyi aziz, her derdi kendinin bilen bir anlayışı hakim kılacak bir adım atmak ve varolan ezberleri bozmak için halkla elele gerçek milli iradenin yansımasını gerçekleştirmek en önemli hedefimiz. Halkımız maalesef gittikçe fakirleşirken, sorunlarla boğuşurken siyasi imtiyazlı bir kısım insanların varlık içinde, köşklerde, saraylarda milletin vergileriyle saltanat sürmesi karşısında, halkın içinden gelen bir kişinin içinden geldiği halkın sözcüsü olmak talebi ve sorumluluğundan yolaçıkarak seçmene gelin ezberleri birlikte bozalım diyerek yola çıktık. Memlekete yapılan her iyi işin arkasında, memlekete birşeyler yapıyormuş gibi görünüp haksızlıklarla elde edilmiş her türlü kazanımın da karşısında yer almak vatandaşlık sorumluluğudur. Bizim genel siyasi atmosfere değil, mevcut siyasetin sihirli değnek değmişçesine varlığa boğduğu zümrelerin yanında kendini temsil edecek bir memleket evladına da mecliste yer vermesinin vaktidir diye düşünerek çağrımızı ezber bozmak üzerine yineliyoruz. İnşallah gerçekten halkın sesini mecliste duyuracak hayırlı bir adımın, milletin gerçek vekilinin yolculuğunun sonu o kürsüden sorunları dile getirecek birini oraya taşır diye düşünüyorum.
DIĞER HABERLER
-
BAĞIMSIZ TÜRKİYE PARTİSİ ÜMRANİYE BELEDİYE BAŞKAN ADAYI ERSAN GÖKGÖZ MELTEM TV'DE AÇIKLAMALAR YAPTI
15 Şubat 2024, 01:45 -
Partiler neden zengin adayları ilk sırada gösteriyor biliyormusunuz?
17 Temmuz 2022, 13:29 -
Şehidim ! Emanetin şerefimdir.
17 Temmuz 2022, 13:29 -
17 Temmuz 2022, 13:27
-
Asgari Ücretin Yükseltilmesinin En kolay Yolu bu videoda
05 Mart 2015, 13:26 -
Medyada Ersan Gökgöz… Özel Röportajımız…
19 Şubat 2015, 13:25 -
Batı ve Orta Karadeniz’in Sesi
28 Ocak 2015, 13:24 -
Ersan Gökgöz’ün Farklı Tespitleri
15 Kasım 2014, 13:23 -
Size Söz Veriyorum!
15 Aralık 2014, 13:21 -
Bana Oy Vermemeniz için Sebepler
14 Aralık 201413:20,